Geçen sene o kadar uğraştıkları halde Amerika’ya Arap Baharı’nı getirememişlerdi. Hatta bir paylaşımımı Amerikan Baharı mı Geliyor bu konuya ayırmıştım. Salgınla başlayan psikolojik ve ekonomik kırılgan ortam birilerini yeniden cesaretlendirdi anlaşılan.
Salgın nasıl çıkarsa çıkmış olsun önemli olan şu an ne olup bitiyor ona odaklanmak. Dünyanın geldiği bu noktada, geçmişte işbirliği içinde dünyayı sömürenlerin iktidar kavgasını izliyoruz. Kim bizi sömürecek çekişmesini izlemek yerine onlar birbirini yerken aradan sıyrılmamız da mümkün.
Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey, yeni dünya düzenini hep beraber kurmamız için iyi bir rol modeli olabilir mi acaba? Bill Gates gibi vakıfları aracılığıyla insanlığın geleceğini kendi aklıyla şekillendirme yoluna gitmiyor. Salgın ve ekonomik krizle mücadele için 1 milyar dolar bağışlama kararı aldı. Şimdiye kadar 49 farklı kuruma 87 milyon dolarını yolladığını yazıyor haber kanalları. 21 Mayıs tarihinde yaptığı canlı bağlantıda doğrudan ihtiyacı olan insanlara para gönderdiğini, bireylerin ihtiyaçları doğrultusunda bu parayı en doğru şekilde kullanabileceğine inandığını söylüyor. Salgından sonra odaklanacağı iki ana başlık kız çocuklarının sağlığı ve eğitimi ile evrensel temel gelir. Kişisel bilgi paylaşımın kişinin inisiyatifine bırakılması ve yakın gelecekte çözmemiz gereken sorunlarla ilgili görüşlerini linkteki yayından izleyebilirsiniz.
Bill Gates hakkında çeşitli rivayetler uzun yıllardır konuşulurdu ama hiç İtalyan Meclisi’ne bile konu olabilecek kadar ayyuka çıkmamıştı. Karar vermek zor. İyi niyetli ama Tanrı sanrısına kapılmış bir kişilik mi yoksa gerçekten üstün insan fikrinin bir neferi mi? Ebola salgını sırasında, Afrikalı kadınları rızaları ve haberleri olmadan kısırlaştıran bir vakfın kurucusuna şüpheyle yaklaşmak gerekir. Bir de onun gibi güya teknolojiyle özdeşleşmiş bir adamın Bitcoin’e bu kadar düşman olması, kara para ve uyuşturucu tacirlerinin kendilerini akladıkları yer olarak göstermesi bana tuhaf geliyor. Hem yurt içinde hem yurt dışında hesap açarken kimliğinizi kontrol eden gayet sıkı bir mekanizma var. Ayrıca para ve coin transferleri sadece kendi adınıza olan hesaplar arasında yapılabiliyor, bir başka kişiye veya kuruma yapmanız mümkün değil. Onun için söyledikleri bana bilinçli bir karalama gibi görünüyor. Bitcoin’e güvenmek Amerikan dolarına güvenmekten daha kolay benim için. Riskleri var evet ama eğer geleceği şu an büyüyen yeni nesil oluşturacaksa ve Taş Devri’ne dönmeyeceksek bir miktar alıp bir kenarda unutmak iyi fikir.
Ulus devletlere ve büyük şirketlere güven duymam şu aşamada zor. Maalesef devlet dediğimiz mekanizma bizlere hak ettiğimiz hizmeti sunmadığı gibi doğru bir şekilde de yönetilmiyor. Birlikte orman kanunlarından uzak, en baştan bize hizmet edecek bir sistem kurmamız gerek diye düşünüyorum. Bir yandan da en sağlıklısı otorite boşluğu olmadan mevcut sistemi mi yenilemek diye tereddüte düşüyorum.
Ben gene de önümüzdeki beş seneden çok umutluyum. Mevcut teknoloji ve bilginin dolaşımı, her şeyin açık kaynaklı olması felsefesi beni çok heyecanlandırıyor. Gençler ve özellikle kadınlara çok iş düşüyor bu dönemde. Eski köhne sisteme sıkı sıkıya yapışmış olanlar gelen büyük değişimlere ayak uyduramayacaklar. Şimdiden örgütlenmek, bilgi paylaşmak, hep beraber düşünmek zamanı.