Aynı kısır tartışmalar pişirilip pişirilip önümüze konuyor. İnsanlık büyük bir dönüşümün içindeyken, eski model ezbere kamplaşan kitleler, yüksek tonlu atışmalar…
Ne işe yarıyor? Hiç, koca bir hiç. Sadece yerimizde sayıyoruz demek isterdim ama ne yazık ki hızla gerilere düşüyoruz.
İnsanlığın bunca badireden kurtulup hala dünya üzerinde yaşıyor olmasının temel sebebi adaptasyon kabiliyeti ve örgütlenebilmesi. Bugün bilim bize, geçmişte sayısını tam bilemedimiz kadar insan türünün aynı zamanda yeryüzünde yaşadığını gösteriyor. Neden tek türe düştük, bu tek baskın türün özelliği neydi? Dna’mızda hangi insan türlerinin kalıntılarını taşıyoruz? Tekrar büyük bir dönüşümün içindeyken ne kadarımız yola devam edebilecek? Aklı başında olan memleketler bunları düşünüp geleceği planlamaya çalışıyorken biz neler yapıyoruz?
Bu ülkenin acilen yeni bir beyaz sayfa açmaya ihtiyacı var. Özellikle son yüz elli yılımızı tarafsızca, ezberden çıkarak gözden geçirmemiz şart. Yüzyıllarca geniş bir coğrafyaya hükmettikten sonra elimizde kalanla, yeni bir cumhuriyet kurduk. Bunun ağır travmaları elbet olacaktı ama artık bir asır geçti aradan. Halı altına süpürdüklerimiz, görmezden geldiklerimiz, yıllardır düşmanlarımızın bize karşı kullandığı kozlar haline geldi.
Artık geçmişimizle hesaplaşma ve helalleşme zamanı. Sömürgecilerin saldırısı altında dağılan Osmanlı’dan, genç ve bir ülkü etrafında toplanmış modern bir Türkiye Cumhuriyeti yaratmak büyük bir başarıdır. Fakat her büyük başarıda olduğu gibi o kadar kısa zamanda, can havliyle var olma savaşı veren Cumhuriyet’in bazı hatalarının olması da kaçınılmaz.
Açıkça konuşmadığımız her konu çıkar çevreleri, cemaatler, yasadışı örgütler tarafından kullanılıyor ve çarpıtılıyor. Dürüstçe tarihimize bakmamız Türkiye Cumhuriyeti’ni zayıflatmak yerine sadece güçlendirir. Hatalarımızdan ders alarak daha güçlü yola devam etmemizi sağlar.
Geçmişin kavgalarını bitirip hızla geleceğe hazırlanma zamanı. Daha doğrusu gelecek kapımıza geldi. Zili çalıp duruyor ve bizi dışarıya, yeni bir çağa çağırıyor. Açıkça görünen o ki geçmişe takılmış tartışanlar zili duymazken kapıyı açıp, yeniye adım atmak kadınlara ve gençlere kısmet olacak. Yolumuz açık, yolculuğumuz keyifli olsun.