Umut Var

Önce salgın, ardından gıda fiyatlarının yükselişi ile beraber kıtlık bilincinin tetiklenmesi…

İster bilinçli bir el tarafından organize edilsin ister doğal yolla gerçekleşsin zor zamanlardan geçiyoruz. Bu zorluklar kimilerini çaresizliğe itse de kimileri de daha adil, daha paylaşımcı, daha çevre dostu ve barışçıl bir dünya için kolları sıvamış durumda.

Burada en mühim olan farklılıklar yerine benzerliklere odaklanmak. Birbirimizi tehlike olarak görmekten vazgeçmek.

Bizi birbirimize düşürenlerin oyunu bozulursa savaş tehdidi ortadan kalkar. Silahlara, güvenliğe harcanan kaynaklar eğitime, sağlığa, bilime yönlenebilir.

Maskelerin düştüğü, kurumların yozluğunun ortaya çıktığı bu yıllar bildiğimiz insanlık tarihinin en büyük sıçrayışına bizi hazırlıyor.

Elon Musk enteresan bir karakter. Bir şekilde insanlığın gelişimine katkı sunuyor. İlk yıllarda büyük sermaye onu küçümsedi. Fakat uçuk gibi görünen hayallerini gerçekleştirme azminden o kadar korktular ki onlar da kendilerini yarışa katılmak zorunda hissettiler.

Tesla olmasa elektrikli otomobiller için daha ne kadar beklemek zorunda kalırdık acaba?

Elon Musk’ın Twitter’ı satın alması, platformu daha güvenilir hale getirme kararlılığı önümüzdeki günler için mühim bir adım. Devletlerin parasal olarak sıkıştığı, toplumsal sabırların tükendiği böylesi bir dönemde küresel olarak şeffaflığa her zamankinden daha çok ihtiyaç var.

IMF, Dünya Bankası satır aralarında küresel gidişatın mevcut kurumlarla yönetilemeyeceği mesajını veriyorlar. Kısaca yeni kurulacak küresel organizasyonlara işaret ediyorlar.

Peki bizler mevcut kurumlara zaten güvenmezken bu yeni kurumlara güvenmemiz için şartlar elverişli mi? İşte burada halkların küresel dayanışması, daha şeffaf ve adil yönetimler için baskı unsuru olması kilit önemde.

Teknoloji devletlerden bağımsız olarak geliştikçe, kendi finansal ekosistemini yarattıkça, haberleşme kanallarını açık tuttukça umut var demektir.