Morrison Demirel Ne Demek

Demirel, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden 1949’da mezun olur.

Elektrik İşleri Etüd İdaresinde 1950’de çalışmaya başladıktan sonra sulama ve elektrik konularını araştırması için ABD’ye gönderilir. Dönüşünde, Seyhan Barajı proje mühendisi iken Adnan Menderes’in dikkatini çeker ve 1954’te DSİ’de Barajlar Dairesi Başkanlığına, 1955’te ise DSİ Genel Müdürlüğüne atanır.

Bu arada Eisenhower Vakfı bursiyeri olarak yeniden ABD’ye gider.

Temmuz 1960 dönüşünde askerliğini yapmak üzere görevinden ayrılır (Bu sırada kendisini keşfeden Menderes’e olanlar olmuştur)

1962-1964 yılları arasında serbest müşavir-mühendis olarak çalışmaya başlar ve artık Amerikan Morrison Knudsen İnşaat ve Mühendislik Firması’nın temsilcisidir. Firma, 1954 yılında Boğaziçi Köprüsü’nün ilk projesini ve ardından Ereğli Demir Çelik Tesisleri ile Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin bazı tesislerinin yapımını üstlenmiştir (Genç, bürokrat Demirel’i o dönemden tanırlar; zaten burs bunun üzerine verilmiştir)

1962’de  Adalet Partisi’ne girer ve Genel İdare Kurulu’na seçilir.

1963’de eski cumhurbaşkanı Celâl Bayar şartlı olarak serbest bırakılır. Bu tahliyeyi protesto edenler Ankara’da parti binasına saldırır. Çıkan olaylardan korkan Demirel aktif siyasetten çekilir. Bu onun şapkasını bırakıp ilk kaçışıdır.

Johnson Mektubu

Kasım 1963 Abd başkanı Kennedy suikaste uğrar.

Yardımcısı Johnson boşalan başkanlık koltuğuna oturur.

İnönü ile istediği tonda bir ilişki kuramaz. Türkiye’de artık genç, batı ile diyalog kurabilecek bir lider ile muhatap olmak istediğini dillendirdiği konuşmaları basına sızar.

5 Haziran 1964 İnönü’ ye Johnson Mektubu gelir. Bu mektup Amerika -Türkiye ilişkilerindeki ilk büyük kırılmadır.

Sert ve kaba üslupla yazılmış, aşağılayıcı ifadeler bulunan bu nota kamuoyu ile paylaşılmaz. Mektubun içeriği özetle “sen kimsin de Kıbrıs’a müdahale edersin” dir.

Adalet Partisi Genel Başkanı’nın Şüpheli Ölümü

27 Mayıs Darbesi’nde Ragıp Gümüşpala 3. Ordu Komutanıdır.

Haziran 1960’da Genel Kurmay Başkanlığı’na atanır. Darbeye karşı olduğu bilindiği için Ağustos 1960’da emekli edilir.

Şubat 1961’de kurucularından olduğu Adalet Partisi’nin genel başkanı olur.

6 Haziran 1964’te (Johnson mektubundan bir gün sonra) Ortaköy’de bir otel odasında ölü bulunur.

Demirel’in Adalet Partisinin Başına Geçişi

Süleyman Demirel, Adalet Partisi Genel Başkanı’nın ölümünden sonra partiye geri döner.

Kasım 1964 Barajlar Kralı olarak basında öne çıkarılır ve partinin ağır toplarına rağmen kendini parti başkanı yaptırmayı başarır.

Sağın Bölünmesi

AP, tüm halk desteğini Demokrat Parti-DP tabanından alır. Oysa Demirel, eski DPlilerin yasağının kaldırılmasını isteyenleri 1969’da partiden tasfiye eder. Parti içi demokrasiye önem vermemesinin cezasını kendi milletvekillerinin muhalefetle beraber hareket etmesi ile öder. Güvenoyu alamaz ve başbakanlıktan istifa etmek zorunda kalır.

Bu süreçte izlediği hırslı politikalar Adalet Partisi’nden DP kökenlilerin ayrılmasına yol açar. Bu süreçte partinin daha İslamcı kanadı, Necmettin Erbakan’ın kurduğu Milli Nizam Partisi’ne katılır.

Demirel’in hırsı sağ kanadı ve dolayısıyla güçlü iktidar-irade şansını ortadan kaldırmış olur. Bundan sonrası Türkiye’yi büyük acılara ve kaosa sürükleyecek 1970-1980 arasıdır.

Dik dursa birçok problemin kendiliğinden hallolabileceği her aşamada şapkasını alır ve kaçar. Hırsı cesaretinden büyüktür. Dün dündür bugün bugündür diyerek izlediği siyasetle 7 farklı hükümetle 10 yıl 5 ay başbakanlık ve 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yapar.

Not

Demirel insanüstü hafızaya sahip biriydi. Muhtemelen üstün yetenekli bu Anadolu genci, ABD’de özel olarak eğitildi. Kendisinin farkında olmadığı tekniklerle etki altında bırakıldı. Bugün artık, bu tekniklerin neler olduğunu, bilimsel olarak insanların karar alma süreçlerinin nasıl etkilendiğini merak eden herkes biraz araştırmayla öğrenebilir.

Ülkeyi baştan sona barajlarla, limanlarla kalkındıracağını düşünen ve Gap’ı gerçekten kendi şahsi projesi sanan bir Başbakan’dan bahsediyoruz.

Abd güdümünden çıkıp yatırım için başka kaynaklara yöneldikçe kendisini iktidara oturtanların çelmesine takıldı. Bir liderde olması gereken gözü pekliğe sahip olmaması bu ülkeye büyük bedeller ödetti.

Hırslı tabiatı ve aslında gerçek anlamda hak etmeden oturduğu koltuk Demirel’in parti içinde parlayan herkesi geri plana itmesine sebep oldu. Kendisine karşı çıkmayacak, parti içinde muhalefet yapamayacak kişileri hak etmedikleri koltuklara oturturken vatansever, demokrat, iyi eğitimli Adalet Partilileri haklarını vermeden kullandı.